Arı Ve Orman İlişkisi

           Bal, balmumu, arı sütü, propolis gibi ürünleri üreten balarısı, bunlardan çok daha önemli olan bitkilerdeki tozlasmayı gerçeklestirerek ürünün nicelik ve nitelik yönünden üstün olmasını saglamaktadır. Dünya genelinde arı tozlasması ile elde dilen ürünün o yıl üretilen balın degerinin 50 katından fazla oldugunu kaydetmektedir. Günümüzde tarıma, önem veren gelişmiş ülkeler arıyı modern tarımın en önemli unsuru olarak görmektedirler. Arıcılık, biyolojik çeşitliliğin korunması ve gelecek nesillere aktarılması, sürdürülebilir gıda güvenliği ve aynı zamanda topraklarımızın büyük bir kısmını tehdit eden erozyonun önlenmesi bakımından desteklenmesi gereken stratejik bir sektördür. 

              

           Ormanlar ve arılar arasında karşılıklı bir yarar söz konusudur. Dünyada en önemli tozlayıcı böcek olan arılar, tozlaşmayı sağlayarak toprağı koruyan otsu ve odunsu bitkilerin yayılmasında önemli rol üstlenmektedir. Bitkilerin yayılması erozyonu önler. Toprağa tohum düşmeden bitkilerin yayılması ve üretimin devamı mümkün değil. Özellikle tozlaşması arılar tarafında yapılan endemik bitkiler arılar sayesinde korunuyor. Arılar birkaç yıl görev yapmazsa endemik bitkiler yok olur ve erozyon hızlanır. Tozlanma, döllenmeyi sağlayan ilk hareket ve ürün miktarını belirleyen en önemli faktördür. Aynı zamanda, meyve şeklini ve büyüklüğünü de etkilemektedir. Polen üretimi verimli erkek bitkilerde olduğu için bunların dişi çiçekler üzerine taşınarak döllenmeyi sağlayabilmelerinde tozlanma faktörü çok önemlidir. Çiçekli bitkilerin temel tozlayıcısı olarak kabul edilen rüzgâr, hem homojen tozlaşma sağlayamaması, hem de ağır çiçektozlarını taşıyamaması yüzünden birçok bitki türlerinde tozlaşma için yeterli olamamaktadır. Dünya gıda maddelerinin % 90’ı 82 bitki türünden elde edilir. Bu bitki türlerinden 63’ü (%77) arı tarafından tozlaşmaya gereksinim duymaktadır. Özellikle 39 bitki türü için arı tozlaşması mutlaka gereklidir. İnsan gıdasının 1/3 ‘ ü doğrudan veya dolaylı olarak arı tozlaşmasına ihtiyaç duyan bitkilerden oluşur. Bu nedenle yeterli düzeyde tozlaşmayı sağlamak için çiçeklenme dönemlerinde arı kolonilerine ihtiyaç duyulmaktadır. Meyve bahçelerinde de bal arısı kolonilerinin verimi artırıcı yönde çok önemli katkılar sağladığı ve etkin kullanımı sağlandığı takdirde mevcut bahçelerden verim artışı olacağı aşikârdır. Zira çiftçiler tüm kültürel işlemleri tam bile polinasyon işlemini önemsemeyip ihmal etse, bereketli bir hasat elde etmede başarısız olacaktır. Bal arılarının büyük kolonilere sahip olması, kolayca taşınabilmesi ve yönetilebilmesi nedeniyle birinci derecede tozlaştırıcı olarak kabul edilirler. Günümüz tarımında yapılan yoğun kültürel işlemler özellikle pestisidlerin kullanımı sonucunda yabani polinatörlerin sayısı önemli ölçüde azaldığından, bu eksikliği giderecek olan yegâne tozlayıcı bal arılarıdır. Dolayısıyla Bal ormanları ile hem doğal polinatörler olan arılar ve endemik bitki türleri korunmuş olacak; hem de erozyon doğal yollardan önlenmiş olacaktır.

          Yukarıda da bahsedildiği üzere, bitkilerin tohum ve meyve üretebilmeleri için çiçeklerin yeterli miktarda tozlaşmaları gerekmektedir. Bal arıları, özellikle açık alanlarda tozlaşmayı (polinasyon) en iyi yapan böceklerdir. Bal arılarının değişik evrim aşamalarından geçerek nektar ve polenle beslenme sistemine geçmeleri ve bu amaca uygun organlarının oluşumu bitkilerin tozlaşma ihtiyaçlarının karşılanması ile bağlantılı olduğu düşünülmektedir. Bu nedenle vücut yapıları ve beslenme tarzları gereği çok iyi tozlayıcı olan arılar, nektar salgılamaları ile çiçekler tarafından cezbedilirler. Nektar ve polenin arılar tarafından toplanması sırasında da tozlaşırlar. Bitkilerin tozlaşma ihtiyaçlarını, tozlaşmada bal arılarının önemini ve bu yolla sağlanacak ürün artışını iyi bilen ülkelerde, üreticiler bitkilerin çiçeklenme dönemlerinde arı kolonisi kiralayarak daha fazla ve daha kaliteli ürün elde ederler. Yeni dünya meyvesinde arılarla döllenmeyen ağaçlarda çiçeklerin % 4’ü meyve tuttuğu halde arılarla döllenmiş çiçeklerin meyve tutma oranı % 83 olmuştur. Elma bahçelerinde arıların olmaması halinde çiçeklerin meyve tutma oranı % 5, bal arıları ile döllenmiş bahçelerde çiçeklerin meyve tutma oranı ise % 22 olarak gerçekleşmiştir. Bu nedenlerle bitkisel üretimde arıcılık gübre ve su kadar önemli bir girdidir. Bu konu maalesef ülkemizde yeterince bilinmemekte ve büyük miktarlarda ürün kayıpları meydana gelmektedir. Bu nedenlerle arıcılık kaynak tüketmeden sürdürülebilen bir üretim dalıdır.